Şehir Hayatının Zorlukları
Şehir hayatının bize sağladığı imkanlar dışında bazı zorlukları da var. Özellikle bu şehir İstanbul gibi bir şehir ise..Böyle dedim çünkü; sağladığı olanaklar, iş imkanları bir yana tüm insanlar sabahın ilk saatlerinde hayata başladığı için oluşan o araç ve insan trafiğinin sonu gelmek bilmiyor. Yollarda araçlar ilerlemiyor, yayalar birbirlerine çarpmadan yürüyemiyor. Hal böyle olunca bu kalabalıktan kaçıp daha sakin yerlere gitme isteği gelebiliyor. Akla ilk gelen yerlerden biri de Ege kıyıları oluyor.
Ege kıyıları demişken Muğla gibi sakin ve sıcak bir şehir hepimizin içini ısıtmaz mı? Tüm stresimizi almak için şehir ayağımıza serilir adeta. Sıcak havası, kuş cıvıltıları, denizden gelen dalga sesleri yeter de artar bile..Muğla’ya kadar gelmişken Bodrum, Yalıkavak, Fethiye görülmeden dönülmez tabii ki. Her yerin kendine has özellikleri olsa da Muğla’da gittiğimiz yerlerin genelinde göreceğimiz renklerin mavi-beyaz ağırlıklı olması ortak noktalarından biri diyebiliriz. Ege kıyılarına gidebilmek için aracınız olamasına gerek yok. İzmir havalimanı transfer taksi sizi istediğiniz yere götürür.
Peki buradaki çoğu evlerin mavi-beyaz renklerini taşımasının sebebini hiç düşündünüz mü? Tamamen akrepleri uzak tutmak amaçlı bu şekilde boyanmıştır. Akrep mavi rengi ateş olarak algıladığı için evlere giremiyor. Dışarıdan bu kadar güzel görünen evlerin sırrı işte burada yatıyor.
Keşke İstanbul’da da böyle bir durum söz konusu olsaydı. Renklerin kombinasyonuyla ferahlardık değil mi? Ama neyse ki bu konuyu haşere ilaçlama şirketleriyle çözebiliyoruz. Her şehrin kendine göre farklı seçenekleri bulunuyor. Biz de hangi şehirde yaşıyorsak oraya ve şartlarına alışıyoruz. Yine de arada kaçamak yapmayı ihmal etmiyoruz.